HARIS

Results for "HARIS"

HARISA
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
İnsanın başında veya yüzünde kan çıkmaksızın yalnız deri yırtılmış olarak peyda olan yara.

HARÎSA (HÂRİSA)
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yağmuruyla yer yüzünü süpürüp gideren bulut. * Kan çıkmayan azıcık baş yarığı.

HARÎSANE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Hırslıcasına. Çok haris olarak. Hırslılara mahsus bir tavırla.

HARÎSET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(C.: Harâyis) Zayıf deve.

HARÎSUN ALEYKÜM
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Tevbe Suresi'nin bir âyetinde geçen bu ifade, birinci derecede Peygamberimiz (A.S.M.) hakkında olup ümmetini ve bütün insanları doğru yola irşadda yılmadan, büyük bir sebat ve azim ve gayretle devam etmesine işaret edilerek böylece tavsif edilmiştir.

Last Searched Words

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Turkish - Turkish Dict.

Turkish - Turkish Dict.

Kurdish - Turkish Dict.

Turkish - English Dict.

Computer and Internet

Meteorolgy Terms Dict.

HİDROMETEOROLOJİ

Ottoman - Turkish Dict.

Turkish - Spanish Dict.

English - Turkish Dict.

the Resurrection

Religious Terms Dict.

CEBÎRE

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (226138k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (102512k)

Turkish - French Dict.

açık (85802k)

Turkish - French Dict.

ırmak (78424k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (74957k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (65135k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (62916k)

Turkish - French Dict.

çatı (62527k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (61295k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (60550k)

Turkish - French Dict.

balık (58645k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (57577k)