HAKÎ


Results for "HAKÎ"

Ottoman - Turkish Dictionary

MÜDEBBİR-İ HAKÎM

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hikmetle tedbir eden. Her işini çok hikmet ve tedbirle yapan. Cenab-ı Hak.(Evet, hiçten birden hârika bir gürültü ile cevvi konuşturmak ve fevkalâde bir nur ve nar ile zulmetli cevvi ışıkla doldurmak ve dağvâri, pamukmisâl ve dolu ve kar ve su tulumbası hükmünde olan bulutları ateşlendirmek gibi hikmetli ve garâbetli vaziyetlerle baş aşağı, gafil insanın başına tokmak gibi vuruyor. "Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen faal ve kudretli bir zâtın hârika işlerine bak. Sen başıboş olmadığın gibi bu hâdiseler de başı boş olamazlar, her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar" diye ihtar ediyorlar. Ş.)
Ottoman - Turkish Dictionary

MÜN'İM-İ HAKİKÎ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bütün nimetleri yaratan ve veren Allah (C.C.)
Ottoman - Turkish Dictionary

MÜNKİR-İ HAKİKAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hakkı, hakikatı inkâr eden. * İmansız.
Ottoman - Turkish Dictionary

MÜSTEDREK-İ HÂKİM

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Bak: Hâkim Ebu Abdullah)
Ottoman - Turkish Dictionary

RAZIK-I HAKİKİ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hakiki rızık veren. Hiç bir vasıtaya ihtiyacı olmadan en güzel nimetleri yaratan ve bütün rızıkları ancak kendisi veren Allah (C.C.)