GARİB
MAGARİB
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Magrib. C.) Batılar, magribler, garplar. * Akşamlar.
MERD-İ GARİB
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yabancı yerlere, gurbete düşmüş kişi.
GARÎB
(Islamic Glossary) :
1. Yabancı, memleketinden uzakta bulunan, kimsesiz.Garîb hastalanır, dört yanına bakınır da, tanıdık bir kimse göremezse, Allah onungeçmiş günâhlarını affeder. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)Dünyâda garîb veya yolcu gibi ol ve kendini ölmüş say. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)Garîbler azdır. Onları sevmeyenler çoktur. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)En garîb ve muhtac olduğun gün, kabre konduğun gündür. (Ebû Zer Gıfârî)Gariblere merhamet etmek Resûlullah efendimizin sünnetidir. Nerede bir garip görsen onaolan merhametinden dolayı gözyaşların akmalıdır. (Ahmed Yesevî)
Hadîs-i Garîb
(Islamic Glossary) :
Yalnız bir kişinin bildirdiği sahîh hadîs. Yahut, aradaki râvîlerden (nakledenlerden) birine,bir hadîs âliminin muhâlefet ettiği hadîs.Saûd, ateşten bir dağdır. Bu dağda ebedî (sonsuz) olarak, kâfire yetmiş sene çıkış ve okadar sene de iniş yaptırılacaktır. Bu hadîs, hadîs-i garîbdir. (Tirmizî)
gariban
(Turkish - English dictionary) :
1. wretched person, forlorn person. 2. poor, wretched, forlorn. 3. the wretched, the forlorn.