FİRSA


Results for "FİRSA"

Sociological Dictionary

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ [İng. Equality of Opport

(Sociological Dictionary) :
Eğitim talebinde bulunan herkesin kabiliyet ve kapasitesinin elverdiği ölçüde, eğitim imkânlarından faydalandırılmasıdır. Ferdi mensubu olduğu sınıf, tabaka, cinsiyet ve renk dikkate alınmaksızın eğitim imkânlarının arzıdır.Zekâ, kabiliyet ve kapasite gözönüne alınmadan, talep eden herkes için eşit miktarda eğitim arzı, fırsat eşitliği sağlayamayabilir. Bu durumda eğitim imkânlarının israfı veya etkin olmayan kullanımı söz konusu olabilir. (Anderson, A., 1967, Boudon, R., 1973, Ottoway, A.K.C., 1962)
Sociological Dictionary

FIRSAT EŞİTLİĞİ [İng. The Chance of Oppurtinity]:

(Sociological Dictionary) :
Fırsat eşitliği bir çok alanda düşünülmesine rağmen daha çok eğitimde ele alınmaktadır. Çünkü eğitimde gerçekleşecek fırsat eşitlliği bir çok alana yayılabilmektedir. Eğitim yoluyla yükselebilmek, bir başka ifadeyle kazanılmış statüye sahip olabilmek ve yukarı doğru sosyal hareketliliğe uğrayabilmek eğitimde fırsat eşitliği konusunu ön plâna çıkarmaktadır. (Bkz. Sosyal Statü, Sosyal Hareketlilik)Eğitimde fırsat eşitliği konusunda üç temel görüşten bahsedilebilir:Bunlardan birincisi harkesi eşit miktarda eğitim imkanlarından faydalandırmaktır. Bu yol sayı uğruna kaliteden vazgeçmek sonucunu doğurabilmektedir.İkinci görüş ise; belirli bir standarda kavuşana kadar asgarî ölçüde yeterli olabilecek eğitim imkânının sağlanmasıdır. Bu uygulama bir dereceye kadar mecburî öğretimde geçerlidir.Üçüncü görüde fırsat eşitliğine giden asıl yol söz konusudur. Buna göre herkesi kabiliyet ve kapasitesinin elverdiği ölçüde eğitim imkânlarından faydalandırmak gerekecektir. Ferdin mensup olduğu sınıf veya tabaka, cinsiyet ve rengi, satın alma gücü dikkate alınmaksızın sadece zekâ ve kabiliyeti ölçüsünde eğitim imkânlarından faydalandırılması fırsat eşitliğini sağlayabilecektir. (Banks, O., 1969, Ivor, M., 1972, Boudon, R., 1973)
Dictionary of Economics

FIRSAT MALİYETİ

(Dictionary of Economics) :
Bir malın üretimini bir birim aratırmak için başka bir maldan vazgeçilmesi gereken mal miktarıdır. Bellirli bir üretim bileşimi ile yılda 100.000 ton çimento üretmek için bir fabrika kurulduğunu düşünelim. Aynı fatör bileşimi ile 300.000 ton taşkömürü elde edilebilecekse çimento fabrikasının fırsat maliyetinin ölçüsü, o şeyin başka bir fırsatın elde edilmesinde kullanılması durumunda elde edilebilecek değerdir.
Dictionary of Economics

FIRSAT MALİYETİ

(Dictionary of Economics) :
Üretim unsurlarının bazı işlerde kullanılmasından dolayı, kaçırılan fırsatların oluşturacağı maliyettir.
Turkish - English dictionary

fırsat

(Turkish - English dictionary) :
,-tı opportunity, chance; occasion. aramak to look for a chance, seek an opportunity. beklemek to wait for an opportunity. bilmek /ı/ to take advantage of (the circumstances). bu fırsat. This is my/your/his golden opportunity. bulmak to find an opportunity. düşkünü (one) awaiting an opportunity to do someone evil. düşmek to have an opportunity open up. ını düşürmek to find a way. ı ganimet bilmek/saymak to seize the opportunity. gözlemek to be on the lookout for an opportunity. her vakit ele geçmez. proverb Opportunity only knocks once. tan istifade taking advantage of an opportunity. ı kaçırmak to miss the opportunity. ı kaçırmamak to take advantage of the opportunity. kollamak to be on the lookout for an opportunity. vermek /a/ to give (someone) an opportunity. yoksulu one who would do evil if he had a chance.