FÂRIK
MÜTEFARİK
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Ayrı ayrı. Bir birinden farklı olan.
TEFARİK
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Müteferrik olanlar. Tefrikalar. Ayırma ve seçmeler. * Taksitler. Ufak tefek şeyler. Ayrıca şeyler. * Küçük hediyelik eşya.
TEFARİK-UL ASÂ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bir atasözüdür. Bu darb-ı mesel hakkında meşhur Kamus Tercümesi'nde hülâsaten şu mâlumat var: "Arab'dan fakir bir kadının zaif ve gayet huysuz bir oğlu varmış. Yaptığı müteaddit kavgalarda meselâ bir defasında burnunu, bir defasında kulağını, bir defasında dudaklarını kesmişler. Her bir defasında da annesi çocuğunun kesilen azalarına bedelen diyet alarak zenginleşti. Bu sebeple oğluna: "Sen tefarik-ul-asâdan daha faydalısın." Zira o, asâ ki, bir cins ağaç olup, parçalandıkça her bir parçasından yine faydalı şeyler yapılırdı. Onun gibi oğlunun da vücud parçaları daha faydalı oldu. Yani, bir (şey) olmakla beraber, muhtelif fayda cihetleri bulunan şeyler için mecazen bu tabir kullanılır.
ALÂMETİ FARİKA
(Dictionary of Economics) :
Malın yapıldığı fabrikayı veya ilgili malı üretenlerin, satanların kimliğini açıklamaya ve benzerlerine karıştırımamasına yarayan her türlü işaret ve damgaya verilen addır. Işletmeci alâmeti farika sayesinde tüketiciye çok daha kolay ulaşır.
farika
(Turkish - English dictionary) :
distinguishing feature, characteristic, hallmark.