DİYET
MEVCUDİYET
(Turkish - Turkish dictionary) :
is. Var olma, varlık.
ZIDDİYET
(Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. Karşıtlık. 2. mec. Geçimsizlik: Aralarında zıddiyet varmış.
ABDİYET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kulluk. * Kul olduğunu bilerek dininde, emredildiği üzere ibâdet ve itaatte bulunmak.
ARŞ-I EHADİYET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Allahın ehadiyet tecellisinin arşı ve âlemi. Allahın, ehadiyet tecellisini gösteren âlem.
AYİNE-İ EHADİYET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Ehadiyetin ayinesi. Cenab-ı Hakk'ın ekser isimlerinin tecellisine mazhar olan şey.(Hayat birşeye girdiği vakit, o cesedi bir âlem hükmüne getirir; cüz ise küll gibi, cüz'iye dahi külli gibi bir câmiiyyet verir. Evet hayatın öyle bir câmiiyyeti var; âdeta umum kâinata tecelli eden ekser Esmâ-i Hüsnayı kendinde gösteren bir câmi âyine-i ehadiyettir. Bir cisme hayat girdiği vakit, küçük bir âlem hükmüne getirir, âdeta kâinat şeceresinin bir nevi fihristesini taşıyan bir nevi çekirdeği hükmüne geçiyor. Nasıl ki, bir çekirdek, onun ağacını yapabilen bir kudretin eseri olabilir; öyle de: En küçük bir zihayatı halkeden, elbette umum kâinatın Hâlıkıdır. L.)