DELİL


Results for "DELİL"

Ottoman - Turkish Dictionary

DELİL-İ SÜLLEMÎ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Bak: Delil-i arşî, Arş ve süllem)
Ottoman - Turkish Dictionary

İNAYET DELİLİ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Bak: Delil-i inayet)
Ottoman - Turkish Dictionary

İTTİZAH-I DELİL

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Delilin açık, vazıh ve aşikâr olması.
Ottoman - Turkish Dictionary

NAKLÎ DELİL

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Şer'î hükümler için naklî delil esastır. Yalnız akıl ile din namına hüküm getirilmez ve böyle bir hükmün dinle alâkası olmaz. Dinî meselelerde aklın ve ilmin vazifesi; dinî hükümlerdeki hikmetleri ve hakkaniyet delillerini görüp izhar etmektir. Kur'anın bazı âyetlerinde yapılan akla havaleler ve Kur'andan herkesin istifade etmesine ait hususlar ise: Tefekkür, faziletler ve havf ü rica ve bilhassa, ahkâm-ı diniyenin hikmetlerini ve hakkaniyet delillerini görmek gibi ibret derslerine ait olup, ahkâm-ı şer'iyeye ait değildir. (Bak: Edille-i erbaa, Fetva)
Islamic Glossary

DELÎL

(Islamic Glossary) :
1. Kendisi bilinince başkası bilinen şey.Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:Rabbinin sun'una (işine) bir bakmadın mı? Gölgeyi nasıl uzatıp yaymıştır. O, eğerdileseydi, onu elbet sâkin kılardı. Sonra biz güneşi ona bir delîl yapmışızdır. (Çünkü güneşolmasaydı, gölge bulunmazdı. Nur olmasaydı, zulmet bilinmezdi. Zîrâ her şey zıddıyla bilinir.)(Furkan sûresi: 45)2. Din bilgilerinin elde edildiği kaynak, vesîka. (Bkz. Edille-i Şer'iyye)Din bilgilerinin elde edildiği delîller dörttür: Bunlar; Kitâb (Kur'ân-ı kerîm), sünnet, icmâ vekıyâstır. (Abdülganî Nablüsî)Delîl, bir şeyin haram olması için aranır. Helâl olması için delîl aranmaz. (İbn-i Âbidîn)