BÂTIN
ULEMA-İ BÂTIN
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Şeriatın, zâhir ve hükümlerinden daha çok, mânâ ve esrarını bilen âlimler.(Ulema-i zâhir ve bâtının Tâbiîn zamanında en büyük reisi ve İmam-ı Ali'nin mühim ve sadık bir şakirdi olan Hasan-ı Basri... M.)
Bâtınî.
(Philosophical Dictionary) :
bkz. İçrek.
Bâtınîlik.
(Philosophical Dictionary) :
Genel olarak kutsal kitapların açık anlamlarına önem vermeyip gizli anlamlarını yorumlayan ve bu yorumları gerçek sayan Doğu gizlemcilerinin (tasavvuf) öğretisi, özel olarak Doğu toplumculuğu... Bâtınîlik, genel anlamdaki Bâtınîliğin (tasavvuf) özel bir koludur, dinsel bir görüşün altında gerçek bir felsefe öğretisidir. Eski Mısır'ın yoksulluk Tanrılarından, Musa'nın (a.s.) tek Allahınının Elohimci yanından, Zerdüşt, Pitagoras, Platon, İsa (a.s.), Mani ve Mazdek yoluyle gelen toplumcu düşünce akımı İslâm kültürüne İran yoluyle girdi. Bir yandan da Bulgar Bogomilizmi yoluyle Batıya atlamış bulunuyordu. Amaç, insan kardeşliğini ve eşitliğini sağlamak, mal ortaklığını gerçekleştirmek ve özel mülkiyeti ortadan kaldırmaktı. Bu amacı gerçekleştirmek için dinsel inançlardan yararlanmak gerekiyordu. Toplumculuk akımı, bu yüzden, İslâm dünyasında Alevîlikle birleşti. Hilâfeti ortadan kaldırıp imameti getirerek bir çeşit İslâm papalığı kurmaya çalıştı. Ancak bilgisiz çoğunluğa siyasal bir amaç yetmeyecekti, onlara dinsel bir amaç da göstermek gerekiyordu. Kutsal kitapların açık anlamlarından çoık gizli anlamlarını yorumlamak siyasal amaca daha uygun gelmekteydi. Pek aydınlık olan bu ilk düşünceler sonraları gizemsel ve dinsel düşüncelerle karışmaya, araçlar amaçlara dönüşmeye başladı. Bununla beraber günümüzde bile Bâtınî öğretiler, açıkça toplumcu bir karakter taşımaktadırlar. Aydınlık günlerinde dinsizlikle suçlanan -örneğin Horasan'da onlara dinsiz anlamına melâhide adı verilmektedir- öğreti, sonraları koyu bir dincilik içine karışmıştır. İlk yıllarda Bâtınîler ihtilâlci bir karakter göstererek çeşitli yerlerde çeşitli adlar almışlardır: Halep ve Mısır'da İsmailî, Bağdat ve Maveraünnehir'de Karmatî, Kûfe'de Mübarekî, Basra'da Ravendî ve Burkaî, Rey'de Halfî ve Gerkanî, Muhammere'de ve Şam'da Mübeyyizî, Mağrip'te Saidî, Lahsa ve Bahreyn'de Cenabî, Isfahan'da Bâtınî ve başkaları... Büyük başarılar elde ederek imparatorluklar kurdular, örneğin X. yüzyılda kurulan güçlü Fatimî imparatorluğu bir Bâtınî imparatorluğudur. Ne var ki toplumcu düşünce, imparatorluk düzeni içinde eriyip gidiyor, amacına vardığında sırada aracına dönüşüyordu. Öğretinin dinsel görünüşü şu dört ilkede toplanmaktaydı: İmamlık Peygamberin kızı Fatıma (r.anha) ile hazret-i Ali'nin soyundan altıncı imam Cafer-üs-Sadık'ın (r.aleyh) oğlu İsmail'in çocuklarına özgüdür, imam yeryüzünde Tanrının ruhunu taşır, imamın her süzü Kur'andır, imamın her yaptığı gerçektir... Bâtınîler, İslâm kültürünün, adları sayılamaycak kadar çok, ünlü düşünür ve sanatçılarını yetiştirmişlerdir. Örneğin Mevlânâ, Ömer Hayyam, Yunus Emre Bâtınî düşüncesinin yetiştirmeleridir. Hurufîlik, Noktavîlik, Haydarîlik, Kalenderîlik, Mevlevîlik, Bektaşîlik gibi pek çok ünlü öğretiler Bâtınîlikten türemişlerdir. Örneğin, günümüzde bile, Bektaşîlerin şu sözü Bâtınîliğin toplumcu karakterini ortaya koyar: Her şeye malik ola, bir şeye malik olmaya... Günümüzde Hindistan, Afganistan, İran, Türkistan, Arabistan, Yemen, Suriye, Irak ve Anadolu'da yaşayan Bâtınîlerin en büyük imamı Kerim IV. Ağa Handır.
BATIN
(Medicine and Hematology Glossary) :
Gövdenin, göğüs ve pelvis bölgeleri arasındaki kısmıdır. Göğüsten, bir kas bölme teşkil eden diafragma ile ayrılmış olan batının, alt kısmında pelvis boşluğu ile devamlılığı vardır.
BÂTIN
(Islamic Glossary) :
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). His (duyu) organları ilehissedilemiyen, hayâl gücü ile hayâl edilemiyen, akıl ile anlaşılamayan.Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:Allahü teâlâ Bâtındır. (Hadîd sûresi: 3)2. Kalb ve rûh, iç âlem, gönül.Bütün âzâları (organları) İslâmiyet'in emirlerini yapmakla süsledikten sonra, bâtınateveccüh etmeli (yönelmeli), böylece yapılan ameli, ibâdeti gafletten, Allahü teâlâyı unutarakyapmaktan uzak tutmalıdır. (İmâm-ı Rabbânî)Bu dünyâda, amel, ibâdet lâzımdır. Bu amellerin, bâtına çok yardımı vardır. Bâtınınilerlemesi, zâhirin (görünüşün, bedenin) İslâmiyet'e uymasına bağlıdır. O hâlde bu dünyâda herzaman, zâhir de bâtın da İslâmiyet'e muhtaçtır. Bedenin işi İslâmiyet'e uymak, bâtının işi de,İslâmiyet'in (ona uymanın) meyvelerini toplamaktır. (İmâm-ı Rabbânî)Öyle yaşayınız ki, etrâfınızda bulunanların bâtınları toparlansın. (İmâm-ı Rabbânî)