ALEYHİSSELÂM
LÛT ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde ismi bildirilen peygamberlerden. Bugün Ürdün ile Filistin arasındabulunan Lût gölü yanındaki Sedûm şehri halkına peygamber olarak gönderildi. İnsanlaraİbrâhim aleyhisselâmın dînini tebliğ etti.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Lût (aleyhisselâm), kavmine; "Bu âlemde sizden önce hiç kimsenin yapmadığıhayâsızlığı mı yapıyorsunuz? Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere varıyorsunuz.Doğrusu çok aşırı giden azgın bir kavimsiniz" dedi. (A'râf sûresi: 80, 81)Lût kavminin işini (livâta) yapan mel'ûndur. (Hadîs-i şerîf-Ahmed bin Hanbel)Benden sonra ümmetim hakkında en korktuğum şey; Lût kavminin yaptığınıyapmalarıdır. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî, İbn-i Mâce)İbrâhim aleyhisselâmın kardeşinin oğlu olan Lût aleyhisselâm bugün Ürdün ile Filistinarasında bulunan Lût gölü yanındaki Sedûm şehri halkına peygamber olarak gönderildi.İnsanlara İbrâhim aleyhisselâmın dînini tebliğ etti. Onları Allahü teâlâya îmân ve ibâdet etmeyedâvet etti ve yaptıkları çirkin işten (livâtadan) sakındırdı. Onlara birçok Mûcizeler gösterdi.Kavmi onun dâvetini dinlemeyip, gittikçe azgınlaştı. Karısı da onu dinlemedi. Lût aleyhisselâmAllahü teâlânın emri ile kendisine inananlarla birlikte şehirden çıktı. Allahü teâlâ şehri yerindibine batırmak sûretiyle o kavmi helâk etti. Lût aleyhisselâm kavminin helâkinden sonra, Şambölgesine gidip, amcası İbrâhim aleyhisselâmın yanında yedi sene kaldı. Sonra Hicâz'a gidipseksen yaşında orada vefât etti. (Taberî, İbn-ül-Esîr, Nişâncızâde)
MÎKÂİL ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Dört büyük melekten biri. Ucuzluk, pahalılık, kıtlık, bolluk yapmak, ferah ve huzûrgetirmek ve her maddeyi hareket ettirmekle görevli melek.Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Cebrâil'e; "Ey Cebrâil! Mîkâil'ingüldüğünü hiç görmedim, bunun sebebi nedir?" diye sorduğunda, Cebrâil (aleyhisselâm;"Cehennem ateşinin tutuşturulduğu günden bugüne dek Mîkâil gülmemiştir" diye cevap verdi.(Muînüddîn Hirevî)Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâma gökte iki ve yerde iki yardımcı yaratmıştır. Bunlargökte Cebrâil ve Mikâil, yerde hazret-i Ebû Bekr ve hazret-i Ömer'dir. (Nişancızâde)
MUHAMMED ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Allahü teâlânın insanlara gönderdiği son peygamber.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) , peygamberlerden başka (bir şey) değildir.O'ndan evvel daha nice peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi O ölür yâhud öldürülürse,ökçelerinizin üstünde (gerisin geri) mi döneceksiniz. Kim (böyle) iki ökçesi üzerinde(ardına) dönerse, elbette Allah'a hiçbir şeyle zarar yapmış olmaz. Allah, şükür (ve sebât)edenlere mükâfât verecektir. (Âl-i İmrân sûresi: 144)Muhammed (aleyhisselâm) Allahü teâlânın insanlara gönderdiği peygamberidir.O'nunla birlikte olanlar kâfirlere karşı şiddetlidirler. Biribirlerine karşı pekmerhâmetlidirler. (Feth sûresi: 29)Ben Muhammed'im. Ben Mâhî'yim ki, Allahü teâlâ benimle küfrü yok eder. BenHâşir'im ki, halk kıyâmet günü benim izimce haşr olunacak (toplanacak) tır. Ben Âkıb'ımki, benden sonra peygamber yoktur. (Hadîs-i şerîf-İslâm Âlimleri Ansiklopedisi)Muhammed aleyhisselâm Allahü teâlânın Resûlü yâni peygamberidir. Habîbi (sevgilisi)dir.Peygamberlerin en üstünü ve sonuncusudur. Babası Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah, annesiVehb'in kızı Âmine Hâtun'dur. Mîlâdın 571 senesi Nisan ayının yirmisine ra stlayanRebî-ül-evvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha karşı Mekke'de doğdu. Babası Odoğmadan önce vefât etti. Altı yaşındayken annesi, sekiz yaşındayken dedesi vefât etti. Sonraamcası Ebû Tâlib'in yanında büyüdü. Yirmi beş yaşında hazret-i Hadîce ile evlendi. Bundandört kızı iki oğlu oldu. Kırk yaşında bütün insanlara ve cinne peygamber olduğu bildirildi. Üçsene sonra herkesi îmâna çağırmaya başladı. Elli iki yaşındayken bir gece Mekke'den Kudüs'eve oradan göklere götürülüp, getirildi. Mîrâc adı verilen bu yolculuğunda Cennetleri,Cehennemleri, Allahü teâlâyı gördü. Beş vakit namaz bu gece farz oldu. Mîlâd'ın 622 yılındaAllahü teâlânın emriyle Mekke'den Medîne'ye hicret etti (göç etti). Vefâtına kadar İslâmiyet'iyaymaya ve insanları iki cihân seâdetine (mutluluğuna) kavuşturmağa çalıştı. Hicrî on bir (M.632) senesinde Rebî-ul-evvel ayının on ikinci Pazartesi günü öğleden evvel vefât etti. Salı'yıÇarşamba'ya bağlayan gece yarısı, vefât ettiği odaya defn edildi. (İbn-ül-Esîr, İmâm-ı Süyûtî,Halebî, Abdülhak-ı Dehlevî, Zerkânî)Muhammed aleyhisselâm beyaz idi. İnsanların en güzeli idi. O her zaman dünyânın heryerinde olan ve gelecek bütün insanlardan her bakımdan üstündür. Aklı, fikri, güzel huyları,bütün organlarının kuvveti her insandan fazla idi. Ümmî idi yâni hiç mekt ebe gitmedi.Kimseden ders almadı, fakat Allahü teâlânın bildirmesi ile her şeyi bilirdi. (İmâm-ı Kastalânî)Allahü teâlâ Cebrâil aleyhisselâm adındaki bir melek ile Muhammed aleyhisselâma Kur'ân-ıkerîmi gönderdi. İnsanlara dünyâda ve âhirette lüzûmlu ve faydalı olan şeyleri emr etti. Zararlıolanları yasakladı. Bu emirlerin ve yasakların hepsine İslâm dîn i veya İslâmiyet denir.Muhammed aleyhisselâmın her sözü doğrudur, kıymetlidir, faydalıdır. Muhammedaleyhisselâmın sözlerinden birine inanmayan, beğenmeyen kimse kâfir (îmânsız) olur.Muhammed aleyhisselâmı sevmek; bütün seâdetlerin (mutlulukların), rahatlıkların, iyiliklerinbaşıdır. O'nun peygamber olduğuna inanmamak ise bütün sıkıntıların, kötülüklerin başıdır.(Tirmizî, Beyhekî, İmâm-ı Rabbânî,Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
MÛSÂ ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Ülü'l-azm adı verilen altı büyükpeygamberden biridir. Yâkûb aleyhisselâmın soyundan, İmrân adında bir zâtın oğlu, Hârûnaleyhisselâmın kardeşidir.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Vaktâ ki Mûsâ (aleyhisselâm) onlara Rab olduğumuza delâlet eden alâmetler, açıkmûcizeler ile geldi. Onlar; "Bu mûcize diye gösterilen şey ancak uydurulmuş, sihirdenbaşka bir şey değildir. Biz bu sihri veya peygamberlik iddiâsını evvelki atalarımızdanişitmedik" dediler Mûsâ (aleyhisselâm) dedi ki: "Allahü teâlâ tarafından kimin hidâyetle(peygamberlikle) geldiğini ve hayırlı âkıbetin (Cennet'in) kime nasîb olacağını Rabbim çokiyi bilir. Zâlimler aslâ felâh (kurtuluş) bulmazlar. (Kasas sûresi: 36,37)Bir gün Mûsâ aleyhisselâm yolda giderken Allahü teâlâ kendisine nidâ edip; "Ey Mûsâ! Benkendisinden başka ilâh olmayan Rabbin Allah'ım" buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm; "Buyur yâRabbî! Emrine hâzırım" dedi ve secdeye vardı. Allahü teâlâ; "Başını kaldır yâ Mûsâ!"buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm başını kaldırdı. Allahü teâlâ; "Yâ Mûsâ! Arşın gölgesindegölgelenmek istiyorsan, yetimlere merhâmetli bir baba gibi, dul kadına da onu muhâfazaeden ve gözeten zevci (kocası) gibi ol. Yâ Mûsâ merhâmetli ol. Böyle olursan sana damerhâmet edilir. Cezâ verirsen cezâ görürsün. (Sa'lebî)Mûsâ bin İmrân (aleyhisselâm) ; "Yâ Rabbî! Kullarının en kıymetlisi kimdir?" dedikte;gücü yettiği zaman affeden (müslüman kimse) dir buyruldu. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî)Yûsuf aleyhisselâmdan sonra Mısır'da yerleşen ve çoğalan İsrâiloğulları, Mısır'ın yerli halkıolan Kıbtîlerden ve bunların hükümdârları olan Fir'avnlardan zulüm ve hakâret gördüler.İsrâiloğullarının doğan erkek çocuklarını öldürdüler. Bu sırada düny âya gelen Mûsâaleyhisselâmı, annesi, Allahü teâlânın emriyle bir beşiğe koyup Nil nehrine bıraktı. Beşik,Fir'avn'ın sarayı önünden geçerken, Fir'avn'ın hanımı Âsiye Hâtun bunu alıp büyüttü. Mûsâaleyhisselâm kırk yaşına gelince, İsrâiloğullarının yanına gitti. Bir gün Mısırlı bir kıptîninİsrâiloğullarından birine işkence ettiğini gördü. Kurtarırken kazâ sonucu kıptî öldü. Mûsâaleyhisselâm, Fir'avn ve kıptîlerden çekinip Medyen şehrine gitti. Orada Şuayb aleyhisselâmınkızıyla evlendi. Şuayb aleyhisselâma on sene hizmet ettikten sonra, Mısır'a dönerken Tûrdağında Allahü teâlâ ile konuştu ve peygamber olarak vazîfelendirildi. Mısır'a gelip, Fir'avn'ıdîne dâvet etti. Mûcizeler gösterdiği hâlde Fir'avn ve kıptîler ona inanmadılar. Mûsâaleyhisselâm İsrâiloğullarına serbestlik verilmesini istedi. Fir'avn kabûl etmedi. Kâfirlerin sularıkan oldu, kurbağa yağdı, cild hastalıkları ve üç gün karanlık oldu. Fir'avn bu mûcizelerigörünce korktu ve İsrâiloğullarına izin verdi. Mûsâ aleyhisse lâm İsrâiloğullarıyla birlikteMısır'dan çıkıp Kudüs'e doğru giderken, Fir'avn pişman olup, askerleriyle arkalarına düştü.Kızıldeniz'den on iki yol açılıp Mûsâ aleyhisselâm ve berâberindeki İsrâiloğulları karşıya geçti.Fir'avn geçerken deniz kapandı; Fir'avn, askerleriyle birlikte boğuldu. Kızıldeniz'den geçip Tihsahrasına geldikleri sırada Mûsâ aleyhisselâm, kardeşi Hûrûn aleyhisselâmı vekîl bırakıp Tûrdağına gitti. Orada kırk gün ibâdet etti. Allahü teâlânın kelâmını işitti ve kendisine Te vrâtkitâbı indirildi. Mûsâ aleyhisselâm Tûr dağında iken İsrâiloğulları Sâmirî isimli, inanmadığıhâlde inanmış görünen bir münâfığın sözlerine aldanarak ve Hârûn aleyhisselâmı dinlemeyerekaltın buzağı heykeline taptılar. Mûsâ aleyhisselâm Tûr'dan gelip bu hâli görünce üzüldü;Sâmirî'ye lânet etti. İsrâiloğulları yaptıklarına pişman oldular, Mûsâ aleyhisselâmayalvarıp,Tevrât'a göre ibâdet etmeye başladılar. Mûsâ aleyhisselâm ümmeti ile birlikte Lûtgölünün güney tarafına geçti. Uç bin Unk adında bir melîk ile harb etti. Şerîa nehrinindoğusundaki yerleri ele geçirdi. Eriha şehri karşısındaki dağa çıktı. Ken'an ilini uzaktan gördü.Bu sırada kardeşi Hârûn aleyhisselâm vefât etti. Mûsâ aleyhisselâm yerine Yûşâ aleyhisselâmıhalîfe bırakıp yüz yirmi yaşında vefât etti. (İbn-ül-Esîr, Abdülhâk-ı Dehlevî, Nişâncızâde,Kisâî, Sa'lebî)
NÛH ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde adı geçen peygamberlerden. Peygamberlerin büyükleri olan ve kendilerineÜlü'l-azm denilen altı peygamberin ikincisi. İdrîs aleyhisselâmdan sonra peygamber olarakgönderildi.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Muhakkak biz Nûh'u (aleyhisselâm) kavmine resûl (peygamber) olarak gönderdik.(A'râf sûresi: 59)Biz Nûh'u (aleyhisselâm) kavmine peygamber olarak gönderdik. O, onlara dedi ki:Bensizi Allahü teâlânın azâbıyla korkutuyorum ve azâbdan kurtuluşun çâresini açıklıyorbeyân ediyorum. Allahü teâlâdan başkasına ibâdet etmeyin. Bana muhâlefet etmenizhâlinde bir gün üzerinize elem verici çok şiddetli bir azâbın gelmesinden korkuyorum.(Hûd sûresi: 25,26)Nûh (aleyhisselâm) "Bismillah" ve "Elhamdülillah" demeden büyük olsun, küçükolsun herhangi bir iş yapmazdı. Bu sebeple Allahü teâlâ onu "Çok şükredici bir kul"olarak isimlendirdi. (Hadîs-i şerîf-Taberânî, İbn-i Cerîr)İdrîs aleyhisselâm göke çıkarıldıktan sonra, insanlar azdı. Doğru yoldan ayrıldı. Putlara yâniheykellere tapmaya başladılar. Cenâb-ı Hak bunlara Nûh aleyhisselâmı peygamber olarakgönderdi. O zaman elli yaşında idi. Onları yıllarca dîne dâvet etti, putlara tapmaktan sakındırdıve Allahü teâlâya ibâdet etmelerini söyledi. Nûh aleyhisselâma kendi oğlu Yâm yâni Ken'ân bileîmân etmedi. Nûh aleyhisselâmı alaya alıp işkence ettiler. Nûh aleyhisselâm onlara bedduâ etti.Allahü teâlâ ona gemi yapmasını emretti. Gemi bitince tûfân oldu. Nûh aleyhisselâm mü'minler(inananlar) ile gemiye bindi. Üç katlı olan gemiye binenlerin sayısı seksen kişi kadardı. Nûhaleyhisselâm gemisine her hayvandan da birer çift aldı. Oğlu Ken'ân'ı da gemiye almak içinçağırdı fakat o, ben bir dağa çıkar kurtulurum diyerek gemiye binmedi. Bir dalga gelip oğlunualdı ve boğdu. Sular dağları aştı. İnsanlar ve hayvanlar telef oldu. Altı ay sonra yağmurlardurdu, sular çekildi. Gemi Irak'taki Cudi dağına oturdu. Nûh aley hisselâma inanıp gemiyebinenler kurtuldu. Daha sonra insanlar Nûh aleyhisselâmın; Sâm, Hâm ve Yâfes adlı üçoğlundan türedi (çoğaldı). Bunun için Nûh aleyhisselâma ikinci Âdem aleyhisselâm denildi.Nûh aleyhisselâm bin yaşında vefât etti. (Sa'lebî, Taberî, Nişâncızâde)