ALEYHİSSELÂM
SÂLİH ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Semûd kavmine gönderilen peygamber. Nûh aleyhisselâmın oğullarından Sâm'ınneslindendir. Hazret-i Âdem'in on dokuzuncu kuşaktan torunudur.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Biz Semûd kavmine kardeşleri Sâlih'ipeygamber olarak gönderdik... (Hûd sûresi: 61)Semûd kavmi, gönderilmiş olan peygamberlerini (Sâlih aleyhisselâmı) yalanladılar.Onların (nesebde soyda) kardeşleri olan Sâlih aleyhisselâm onlara dedi ki: "Allahüteâlâdan korkmaz mısınız ki, O'na şirk (ortak) koşarsınız. Ben, Allahü teâlâdan sizegönderilen emin bir peygamberim. Şimdi Allahü teâlâdan korkun. Size bildirdiğim, O'nunemir ve yasaklarında bana itâat edin. Bunun için sizden ücret istemem. Bilin ki, benimücretim ancak âlemlerin Rabbi Allahü teâlânın üzerinedir." (Şuarâ sûresi: 141-145)Sâlih (aleyhisselâm) ve onunla olan mü'minlere necât (kurtuluş) verdik. Onlar küfür vegünâhtan sakınırlardı. (Neml sûresi: 53)Hûd aleyhisselâmın peygamber olarak gönderildiği Âd kavmi helâk olduktan sonra,felâketten kurtulanlardan olan Semûd, berâberindekilerle birlikte Şam ile Hicâz arasındaki Hicrdenilen yere giderek yerleştiler. Semûd'un torunları tekrar Âd kavminin he lâk edildiği yerleregittiler. Dağlardaki kayaları oyup evler yaptılar. Allahü teâlâ onlara çok mal verdi. Zamanladaha da çoğalarak bağlar, bahçeler ve köşkler yaptılar. Her türlü nîmetler içinde bulunupazgınlığa, taşkınlığa saptılar. Taşlardan yaptıkları putlara taptılar. Allahü teâlâ, küfür veazgınlık içinde bulunan Semûd kavmine Sâlih aleyhisselâmı peygamber olarak gönderdi. Sâlihaleyhisselâm onları putlara tapmaktan ve azgınlıklardan sakındırdı. Allahü teâlâya îmân veibâdete dâvet etti. Nûh aleyhisselâmın dînini tebliğ etti. Sâlih aleyhisselâma az sayıda kimse tâbiolup, diğerleri yalanlayıp karşı çıktılar. Semûd kavmi, Sâlih aleyhisselâmı, büyülenmiş yalancıve büyüklenen diye ithâm etmelerine rağmen Sâlih aleyhisselâm yılmadan, t atlı bir dille kavminiîmâna dâvete devâm etti. İnanmadıkları takdirde, şiddetli azâbla korkuttu. Fakat Semûdlularonun dâvetini kabûl etmediler. Allahü teâlâ, Semûd kavminin küfür ve taşkınlığı sebebiylekadınlarını kısır bıraktı. Ağaçlar kuruyup meyve vermedi. Hayvanlar yavrulamaz oldu.Bu durum karşısında Semûd kavmi Sâlih aleyhisselâma karşı hakâret etmeye başladılar.Ölümle tehdîd ettiler. Eğer hakîkaten peygamber isen mûcize göster dediler. Mûcize gösterdiğitakdirde inanacaklarını söylediler. Kayadan bir deve meydana gelmesini istediler. Deveolmasını istedikleri kaya büyüyüp gebe bir deve şekline döndü. Deve yavruladı. Bu mûcizeüzerine bâzı Semûdlular îmân ettiler. Devenin memesinden akan sütten Semûdlular bütünkaplarını doldurdular. Daha sonra Semûdlular deveyi öldürdü ler. Sâlih aleyhisselâma karşıdüşmanca tavır takındılar. Eğer hakîkaten peygamber isen bize vâd ettiğin azâbı getir dediler.Bir takım acâib hâller görmeye başladılar. Devenin bastığı yerden kan fışkırdığını, ağaçlarınyapraklarının kızardığını, kuyularındaki suyun kan kırmızısı, yüzlerinin de sapsarı olduğunugörüp birbirine haber verdiler. Allahü teâlâ Sâlih aleyhisselâma vahy edip, kendisine inananlarlao beldeyi terk etmelerini ve kısa zamanda şiddetli azâbın geleceğini bildirdi.Sâlih aleyhisselâm kendisine inanan 4000 kişi ile birlikte o beldeyi terk ettiler. Semûdlularınyüzleri kana boyanmış gibi kırmızı oldu. Daha sonra simsiyah oldu. Allahü teâlâ Cebrâilaleyhisselâma Semûdluları bir sayha (korkunç gürültü) ile helâk et mesini emir buyurdu. Birsabah vakti azâb sayhası Semûd kavmini yakalayıverdi. Cebrâil aleyhisselâmın sayhası onlarımuhkem (sağlam) binâlarda helâk etti. Sayhanın şiddetinden hepsinin ödleri patlayarak helâkoldular.Sâlih aleyhisselâm, kavminin helâk olmasından sonra kendisine îmân edenlerle birlikteMekke veya Şam taraflarına gitti. Remle'de yerleşti. Mekke-i mükerremede vefât edip Kâbe-imuazzama yanında defnedildi. (İbn-ül-Esîr, Râzî, Taberî, Nişâncızâde)
SÜLEYMÂN ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde ismi geçen peygamberlerden.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Biz Dâvûd'a Süleymân'ı (aleyhisselâm) verdik. O (Süleymân aleyhisselâm) ne güzelkuldur. Hakîkaten o, (bütün vakitlerini zikr, tesbîh ve tövbe ile) Allahü teâlâya dönen birkuldur. (Sâd sûresi: 30)Biz, Dâvûd ve Süleymân'a (aleyhimesselâm hüküm ve kazâya dâir) ilim verdik. Onlar da;"Allahü teâlâya hamd olsun ki, (nübüvvet, kitap ve sâir ilimler ve hikmetle) bizi (kendilerinebu hasletler verilmeyen) mü'minlerin çoğu üzerine üstün kıldı" dediler. (Neml sûresi: 15)İsmini duyduğunuz kimselerden yeryüzüne dört kişi mâlik oldu. İkisi mü'min, ikisi dekâfir idi. Mü'min olan iki kişi Zülkarneyn ile Süleymân aleyhisselâm idi. Kâfir olan ikiside Nemrûd ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak yeryüzüne benim evlâdımdan biri yâniMehdî de mâlik olacaktır. (Hadîs-i şerîf-El-Kavl-ül-Muhtasar fî Alâmet-il-Mehdî)Süleymân'a (aleyhisselâm) verilen (o kadar) geniş mülk, onda huşûdan (Allah korkusu)başka bir şeyi arttırmadı. Rabbine olan huşûundan dolayı gözünü semâya bilekaldıramıyordu. (Hadîs-i şerîf-Arâis-ül-Mecâlis)Süleymân aleyhisselâm, Dâvûd aleyhisselâmın oğludur. Gazze'de doğdu. Babası vefâtedince 12 veya 13 yaşında sultân, daha sonra peygamber oldu. İnsanlara Mûsâ aleyhisselâmındînini tebliğ etti, bildirdi. Babasının temelini attığı Kudüs'teki Mescid-i A ksâ'yı yedi yılda peksan'atlı ve gösterişli olarak inşâ ettirdi. Saraylar inşâ ettirip kaleler yaptırdı. Şehirler kurdu.Zamânın medenî dünyâsı olan Akabe körfezinden Fırat'a kadar olan bölgeye hâkim oldu.Ticâret gemileri yaptı. Kızıldeniz ile Umman denizinde ticâret yaptırdı. Diğer hükümdârlar dakendisine bağlılıklarını bildirdiler. Yemen'deki Sebe' sultanı (melikesi) Belkıs ile evlendi.İnsanlara, cinnîlere, yerdeki ve havadaki hayvanlara hükm eder, onlarla konuşurdu. Rüzgâremrine verilmişti. Kudret ve ihtişâm sâhibi bir peygamberdi. Kırk sene adâletle hüküm sürdü veKudüs'te vefât etti. (İbn'ül-Esîr, Molla Miskîn, Nişancızâde)
ŞA'YÂ ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Mûsâ aleyhisselâmın dînini yayıp, Tevrât-ışerîfin hükümlerini bildirdi.Mûsâ aleyhisselâmdan sonra hak yoldan ayrılıp, bozuk yollara sapan İsrâiloğullarıkendilerine gönderilen peygamberlere ya kısa dönemler hâlinde tâbi oldular veya hiç tâbiolmayıp isyân ettiler. Şa'yâ aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâmın dînini tebliğ et mek üzerepeygamber olarak gönderildi. Şa'yâ aleyhisselâmın peygamberliği Zekeriyyâ, Yahyâ ve Îsâaleyhimüsselâmdan önce idi. Şa'yâ aleyhisselâm, İsrâiloğullarına Allahü teâlânın emirlerinibildirip nasîhat etti. Muhammed aleyhisselâmın geleceğini bildirdi. Şa'yâ aleyhisselâmzamânında, İsrâiloğullarının başında Sudika adlı bir melik vardı. Melik Sudika'nın vefâtındansonra saltanat kavgaları yüzünden birbirine giren İsrâiloğullarına, Şa'yâ aleyhisselâm nasîhattebulundu. Fakat onu dinleyen olmadı. İsrâiloğulları iyice düşman oldular. Nihâyet Şa'yâaleyhisselâmı şehîd ettiler. Böylece Allahü teâlâ tarafından kendilerine gönderilen peygamberidinlemeyip, büyük felâkete düştüler. Daha sonraki yıllarda Bâbil hükümdârı Buhtunnasartarafından yurtları istilâ edildi. (Taberî-İbnü'l-Esîr-Sa'lebî)
ŞEM'ÛN ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
İsrâiloğulları'na gönderilen peygamberlerden. İsminin Şemsûn olduğu da bildirilmiştir.Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem; "Geçmiş zamanda Şem'ûn (Şemsûnaleyhisselâm) adlı bir peygamber vardı. Allahü teâlânın rızâsı için bin ay devamlı cihâdedip, silâhını omuzundan çıkarmadı" buyurdu. Eshâb-ı kirâm (Peygamber efendimizinarkadaşları); "Keşke bizim ömrümüz de uzun olsaydı da biz de din uğrunda Allah için cihâdetseydik" dediler. Bunun üzerine Kadr sûresi nâzil olup; "Size verilen Kadir gecesi bin aydandaha hayırlıdır (bu gecenin sevâbı bin ay cihâd etmenin sevâbından çoktur) " buyruldu.(Hadîs-i şerîf-Zeyn-ül-Mecâlis)Îsâ aleyhisselâm ile Muhammed aleyhisselâm arasında yaşamış olan Şem'ûn aleyhisselâm,İncîl ehlindendi. Îsâ aleyhisselâma indirilen henüz bozulmamış İncîl-i şerîfe göre amelederdi.Kavmi ise putlara tapardı. Şem'ûn aleyhisselâm, Allahü teâlâyı inkâr eden ve putlaratapan sapık kavimle cihâd (savaş) edip, onları îmâna çağırdı. Çok güçlü ve cesûr bir kimse olanŞem'ûn aleyhisselâm, tek başına yaptığı gazâlarda çok ganîmet elde etti. Cihâd ederkensusadığı zaman, Allahü teâlâ onun için bir taştan gâyet lezzetli bir su akıtırdı. Kendisine büyükbir güç ve kuvvet verilmişti. Düşmanları onu çeşitli hîlelerle şehîd etmek için çalıştılarsa dabaşarılı olamadılar. (Sa'lebî, Mirhaund)
ŞİT (ŞÎS) ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Âdem aleyhisselâmdan sonra gönderilen peygamber. Âdem aleyhisselâmın oğludur. Babasıvefât edince peygamber oldu. Kendisine elli suhuf kitâb verildi. Şit ismi İbrânice olupArapça'da Allah'ın hibesi (hediyesi) mânâsındadır. Şit yerine Şîs de denilmiş tir.Ebû Zer Gıfârî radıyallahü anh şöyle rivâyet etti. Resûlullaha sallallahü aleyhi ve sellem;"Yâ Resûlallah! Allahü teâlâ kaç kitap gönderdi?" diye sordum. "Yüz dört kitap gönderdi.Şit'e elli sahîfe indirdi..." buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Hilyet-ül-Evliyâ)Âdem aleyhisselâmın oğullarından Kâbil'in Hâbil'i şehîd etmesinden beş veya otuz senesonra dünyâya gelen Şit aleyhisselâmın alnına son peygamber Muhammed aleyhisselâmın nûruintikâl etti ve onun alnında parladı. Âdem aleyhisselâm, Şît aleyhisselâmı diğer evlâdlarındançok severdi. Bütün evlâdı üzerine onu reîs yaptığı gibi, vefât edeceği sırada bütün yeryüzününhalîfeliğine onu tâyin etti. Ayrıca ilâhî sırları bildirip, bütün ilimleri öğretti. Şit aleyhisselâmbabası Âdem aleyhisselâm ile veya kardeşleriyle Kâbe'yi balçık çamuru kullanarak taştan yaptı.Âdem aleyhisselâmın vefâtından sonra, Şit aleyhisselâma peygamber olduğu bildirilip, vahiygeldi. Allahü teâlâ Şit aleyhisselâma elli suhuf (forma) gönderdi. Şit aleyhisselâma nâzil olanelli suhufta; hikmet ve riyâziye (matematik) ilimleri, kimyâ, simyâ ilmi ve çeşitli san'atlar vedaha pekçok şey bildirildi. Şit aleyhisselâmın dîninin esasları, Âdem aleyhisselâmın bildirdiğidînin esaslarına uygun idi. Şit aleyhisselâm bin şehir kurup sınırlarını tesbit etti. Her şehrinkapısında "Lâ ilâhe İllallah, Âdem Safvetullah, (Safiyyullah), Muhammed Habîbullah" yazılı idi.Şit aleyhisselâmın çocukları ve torunları kurdukları şehirlerde huzûrlu ve mes'ûd yaşadılar.Şam'dan Yemen'e de giden Şit aleyhisselâm, Hâbil'i şehîd ettikten sonra Yemen'e gidipazgınlaşan Kâbil'in çocuklarına ve torunlarına Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Bukavim Şit aleyhisselâmın dâvetini kabûl etmeyip, azgınlık gösterdiler. Şit aleyhisselâm onla r ilecihâd (harb) etti. Bu savaşta kılıç kullandı. Şit aleyhisselâm vefât etmeden önce yerine oğluEnûş'u halîfe tâyin etti. Şit aleyhisselâm vefât ettikten sonra kuvvetli rivâyete göre Minâ'dakimescidin minâresi dibinde medfûn olan Âdem aleyhisselâmın yanına defn edildi.(İbn-ül-Esîr-Taberî, Kisâî, Muhammed Mâsûm)Âdem aleyhisselâm vefât edeceği zaman oğlu Şit aleyhisselâma; "Yavrum! Bu alnındaparlıyan nûr, son peygamber olan Muhammed aleyhisselâmın nûrudur. Bu nûru mü'min, temizve iffetli hanımlara teslim et ve oğluna da böyle vasiyyette bulun" buyurdu. (AltıparmakMuhammed Efendi)