ALEYHİSSELÂM
ŞUAYB ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Medyen ve Eyke ahâlisine gönderilen peygamber. İbrâhim aleyhisselâmın, dînini insanlaratebliğ etti. İbrâhim aleyhisselâmın veya Sâlih aleyhisselâmın neslinden olduğu rivâyet edilir.İsminin Arabça Şuayb, Süryânicede Yesrûb olduğu bildirilmiştir. Mûs â aleyhisselâmınkayınpederidir.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Biz evlâd-ı Medyen'e (neseben) kardeşleri Şuayb'ı (aleyhisselâm) gönderdik. O, onlara,"Ey kavmim! Allahü teâlâyı tevhîd edip (bir olduğuna inanıp) O'na ibâdet edin. O'ndanbaşka ilâhınız yoktur. Alışverişinizde ölçü ve tartıyı noksan etmeyin. Ben zenginlik verefâh içinde olduğunuzu (bu zenginlik ve bolluğa şükretmediğiniz takdîrde elinizdençıkacağını veya bu bolluk içerisinde, ölçü ve tartıda noksanlık yapmanızın size uygunolmadığını) görüyorum. Bu hıyânetiniz sebebiyle kıyâmette Cehennem azâbının (veyadünyâda iken şiddetli bir azâbın) sizi kuşatarak hiçbirinizin kurtulamayacağındankorkarım" dedi. (Hûd sûresi: 84)Azâb emrimiz gelince, Şuayb'a ve onunla olan mü'minlere (rahmetimizle) necât(kurtuluş) verdik ve küfürle nefislerine zulm edenleri (Cebrâil aleyhisselâmın) sayhası(korkunç, heybetli sesi) yakalayıp, evlerinde helâk oldular. (Hûd sûresi: 94)Şuayb aleyhisselâm, Medyenlilerin neseben (soy yoluyla) kardeşleridir. Onlara veEshâb-ı Eyke'ye peygamber gönderilmiştir. (Hadîs-i şerîf-El-Bidâye ven-Nihâye)Arabistan'da Akabe körfezinden Humus vâdisine kadar uzanan Medyen bölgesinde doğupbüyüyen Şuayb aleyhisselâm, azıtıp sapıtan Medyen halkına peygamber gönderildi. İbrâhimaleyhisselâmın dînini tebliğ etti. Putlara tapan Medyen halkı, alışverişte hîl e yapmakta da ilerigitmişlerdi. Şuayb aleyhisselâm, Medyen halkını Allahü teâlâya îmân ve ibâdet etmeye, putlaratapmaktan, alış-verişteki hîlekârlıktan ve diğer azgınlıklarından vazgeçirmeye dâvet etti.Medyenliler, Şuayb aleyhisselâmın dâvetini kabûl etmedikleri gibi, karşı çıktılar. Şuaybaleyhisselâm onları gelecek şiddetli bir azâbla korkuttu. Şuayb aleyhisselâmın peygamberliğiŞam'a kadar duyuldu. Birçok kimse gelerek ona îmân ettiler. Fakat inanmayanlar, îmân etmekiçin gelenlere mâni olmaya çalışıp Şuayb aleyhisselâma çeşitli iftirâlarda bulundular. Şuaybaleyhisselâm ve ona inananları kendi sapık dinlerine dönmedikleri takdirde yurtlarındançıkaracaklarını söyleyip tehdît ettiler. Şuayb aleyhisselâm bu azgın kavmi Allahü teâlâya havâleetti. Allahü teâlâ, Şuayb aleyhisselâma inanmayan ve azgınlıklarına devâm eden Medyen halkıüzerine azâbını gönderdi. Cebrâil aleyhisselâmın bir sayhası (korkunç, heybetli sesi) ve birzelzele onları hakîr ve zelîl kıldı. Hepsi helâk olup, yok oldular. Sanki o beldedeyaşamamışlardı. Şuayb aleyhisselâm ve ona inananlar bu korkunç azâbdan kurtuldular. Şuaybaleyhisselâm kavminin helâk olmasından sonra, Medyen'e yakın, yeşillik, ağaçlık ve bollukiçinde bir şehir olan Eyke ahâlisine, doğru yolu göstermekle vazifelendirildi. Medyen ahâlisininbütün özelliklerini taşıyan Eyke ahâlisi de onun bu dâvetine karşı çıkıp, mûcize istediler.Gösterdiği mûcizeler karşısında birçok kimse îmâna geldi. Ancak pekçok kimse de inanmadı.Allahü teâlâ kıtlık ve kuraklık verdi, yine inanmadılar. Allahü teâlâ, kâfirlerin üzerine azâbolarak gönderdiği buluttan, ateş ve kıvılcımlar yağdırdı. Bütün kâfirler ve onlara âit olan şeyleryanarak helâk oldular. Şuayb aleyhisselâm, Eyke halkının helâk olmasınd an sonra Medyen'eyerleşti. İnananlardan birinin kızı ile evlendi. İki kızı oldu. Kendisi iyice yaşlandı, kızlarıbüyüdü. Gözleri zayıfladı, vücûdu kuvvetten düştü. Bu sıralarda Mûsâ aleyhisselâm Mısır'dançıkıp, Medyen'e geldi. Şuayb aleyhisselâmın hizmetinde bulundu ve kızlarından birisiyleevlendi. Sonra Mısır'a gitti. Mısır'da Mûsâ aleyhisselâmı ziyâret eden Şuayb aleyhisselâm, birmüddet sonra Mekke-i mükerremeye gelip yerleşti. Daha sonra orada vefât edip Zemzemkuyusu ile Makâm-ı İbrâhim arasında Kâbe'nin altınoluk tarafında defnedildi. (İbn-ül-Esîr,Taberî, Nişâncızâde)
UZEYR ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
İsrâiloğullarına gönderilen peygamber veya velî. Mûsâ aleyhisselâmın dîninin hükümleriniİsrâiloğullarına tebliğ etti.Peygamber olup olmadığı Kur'ân-ı kerîmde açıkça bildirilmedi. Babası Şureyha, Hârûnaleyhisselâmın neslindendir. Kur'ân-ı kerîmde, Allahü teâlâ tarafından öldürülüp yüz sene sonratekrar diriltildiği haber verilmiştir.Bu sebepten İsrâiloğulları ona " Allah'ın oğlu" diye iftirâdabulunmuşlardır.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Yâhut o kimse gibisini görmedin mi? O kimse (Uzeyr aleyhisselâm) bir karyeye (beldeye,kendi eski vatanı olan Kudüs'e) uğramıştı. O karyenin ise tavanları çökmüş, onların üzerineduvarları yıkılmıştı. (Uzeyr aleyhisselâm bu hâli görünce pek müteessir olup üzüldü.) Allahüteâlâ bu ölümden sonra nasıl diriltecek diyordu.Bunun üzerine Allahü teâlâ o kimseyi(Uzeyr aleyhisselâmı) yüz sene ölü bıraktı. (Hayattan mahrûm etti. Onun bedenini, yiyecek veiçeceğini insanların ve hayvanların gözlerinden gizledi. Yüz sene sonra) onu (Uzeyraleyhisselâmı) yeniden diriltti. Allahü teâlâ (veya vazîfeli melek) ona dedi ki:"Ne kadarkaldın? (ne kadar zaman geçti). O da (Uzeyr aleyhisselâm da kendisini uykuda imiş gibizannederek) "Bir gün veya bir günden daha az kaldım." dedi. Allahü teâlâ (vahy ederekveya melek vâsıtasıyla) buyurdu ki: "Hayır yüz sene kaldın. Yiyeceğin ve içeceğine bak kionlardan hiçbiri bozulmamış. Merkebine de bak (o ne hâle gelmiş, parça parça olankemikleri vücûdundan nasıl ayrılmış) ve seni insanlara bir âyet (delil) kılmak için böyleöldürüp dirilttik ve (merkebin) kemiklerine bak. Onları nasıl birbirine birleştiriyoruz.Sonra da onlara et giydiriyoruz. Vaktâ ki o ölmüş, etleri çürümüş, kemikleri parça parçaolup kaybolmuş olan merkeb, Allahü teâlânın kudretiyle tekrar dirilip yürüdü. (Bu hakîkat,ölülerin diriltilmesi husûsu ve Allahü teâlânın kudretinin üstünlüğü Uzeyr aleyhisselâma)tebeyyün etti (gözleriyle görüp müşâhede etti) ve dedi ki: "Ben bilirim ki şüphesiz Allahüteâlâ her şeye kâdirdir." (Bekara sûresi: 259)Uzeyr aleyhisselâm, Hârûn aleyhisselâmın neslinden olan Şureyha'nın oğludur. Küçükyaşından îtibâren Tevrât'ı öğrenmiş olan Uzeyr aleyhisselâm, Bâbil hükümdârı Buhtunnasar'ınKudüs'ü işgâl ettiği sırada esîr alınıp Bâbil'e götürüldü. Bir müddet esâre tte kaldıktan sonra,kurtularak Kudüs'e dönmek üzere yola çıktı. Kudüs yakınına gelince bir bahçede dinlenmekiçin konakladı. Kudüs şehrinin harâb hâlini görüp bu şehir yeniden nasıl îmâr edilecek diyedüşündü. Allahü teâlâ onu öldürüp, yüz sene sonra tekrar diriltti. Uzeyr aleyhisselâm yenidenîmâr edilmiş Kudüs şehrine gelip kendisinin Uzeyr olduğunu söyledi. İsrâiloğulları onun Uzeyrolduğuna inanmadılar. Uzeyr aleyhisselâm Tevrât'ı ezberden okuyunca; "Bu kadar uzunzamandan sonra Uzeyr'in Tevrât'ı ezbere okuması mümkün değildir" düşüncesiyle "UzeyrAllah'ın oğludur" dediler. Uzeyr aleyhisselâm insanları Tevrât'ın emirlerine uymaya çağırdı.Onların isyân ve günâhlarından dolayı tövbe etmelerini istedi. Allahü teâlânın şiddetli azâbıylakorkuttu. Uzeyr aleyhisselâm vefât edinceye kadar İsrâiloğullarının arasında bulundu. Onlarınişlerini yürüttü ve hak yola dâvet etmeye devâm etti. Uzeyr aleyhisselâmın vefâtından sonraİsrâiloğullarının isyanları ve sapıklıkları iyice arttı. (Râzî, Kurtubî, Taberî)
YAHYÂ ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Zekeriyyâ aleyhisselâmın oğludur. Annesininismi Elîsa olup, hazret-i Meryem'in kızkardeşi ve İmrân'ın kızı idi. Dâvûd aleyhisselâmınneslinden olan Yahyâ aleyhisselâm, hazret-i Meryem'in teyzesinin oğludu r.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Ey Zekeriyyâ! Biz seni Yahyâ isminde bir oğulla müjdeleriz. Ondan önce bu isimlekimseyi isimlendirmedik (bu adı vermedik) . (Meryem sûresi: 7)(Biz Zekeriyyâ'ya Yahyâ'yı ihsân ettik ve şöyle dedik:); "Ey Yahyâ! Kitâbı (Tevrât'ı)kuvvetle tut" ve biz ona (Yahyâ aleyhisselâma) daha çocuk iken (rivâyete göre henüz üçyaşındayken) hikmet verdik (Tevrât'ı ve fıkhî hükümlerini anlama kâbiliyeti verdik) . (Meryemsûresi: 12)Allahü teâlâ rahmet etsin kardeşim Yahyâ'ya ki o, küçük iken çocuklar kendisini oyuniçin çağırdıklarında; "Ben oyun için mi yaratıldım?" derdi. O küçük iken oyun için böylesöylerse, yetişkin kimsenin günâh işlemesindeki hâli nasıl olur? (Hadîs-işerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)Babası Zekeriyyâ aleyhisselâmın duâsı üzerine dünyâya gelen ve isminin Yahyâ olduğuAllahü teâlâ tarafından bildirilen Yahyâ aleyhisselâm, küçük yaşından îtibâren Tevrât'ı öğrendi.Rüşd (olgunluk) çağına ulaştığı zaman kendisine peygamberlik emri bil dirildi. İsrâiloğullarınıTevrât'ın hükümlerine uymaya çağırdı. İlk önce Mûsâ aleyhisselâmın şerîatine (dînine) göreamel ediyordu. Îsâ aleyhisselâma İncîl indirildikten sonra, Tevrât'ın hükmünün kaldırılmasıüzerine, Îsâ aleyhisselâmın bildirdiği emir ve yasaklarla amel etti. Kavmini de İncîl'inhükümlerine uymaya dâvet etti. Zâlim yahûdî hükümdârı büyük Herod'un torunu, BirinciHerod tarafından şehîd edildi. Yahyâ aleyhisselâm şehîd edildiği zaman otuz dört yaşında idi.Îsâ aleyhisselâmla akran olan Yahyâ aleyhisselâmın mübârek bedeninin parçaları başka başkaşehirlerdedir. Başı, Şam'daki Ümeyye Câmii'ndedir. Yahyâ aleyhisselâm kıldan elbise giyerekhayâtını devâm ettirir, gece-gündüz Rabbine ibâdet eder, Allah korkusundan çok ağlardı.(Nişâbûrî, Nişâncızâde, Kurtubî)
YÂKÛB ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Ken'an diyârındaki (Fenike denilen Sayda, Sur ve Beyrut ile Filistin ve Sûriye'nin birkısmından ibâret olan eski bir memleket) insanlara gönderilmiş olan peygamber. İshâkaleyhisselâmın oğlu, Yûsuf aleyhisselâmın babasıdır. Yâkûb, İbrânice bir isim olup, "Allahüteâlânın saf ve temiz kıldığı kul" mânâsına gelmektedir. İkiz kardeşi Iys ondan önce doğduğuiçin Arabça "tâkib etmek" mânâsına Yâkûb denildiği de rivâyet edilir. Bir adı da İsrâil olup,onun on iki oğlunun neslinden gelenlere İsrâiloğulları adı verilmiştir.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Kullarımız, İbrâhim, İshâk ve Yâkûb'u da hâtırla ki, onlar tâat ve ibâdette, kuvvet,kudret ve dinde basîret sâhibidir. (Sâd sûresi: 45)Biz İbrâhim'e, isteği üzerine İshâk'ı ve isteğinden ziyâde olarak torunu Yâkûb'u ihsânettik. Biz onların hepsini sâlihlerden kıldık. (Enbiyâ sûresi: 72)Şam'da veya Medyen'de dünyâya gelen Yâkûb aleyhisselâmın çocukluğu, babasının;gençliği ise, Harran'da bulunan dayılarının yanında geçti. Kırk sene kadar dayılarının yanındakalan Yâkûb aleyhisselâmın on iki oğlu dünyâya geldi. Harran'da iken vahiy g elerek Ken'andiyârı ahâlisine peygamber gönderildiği bildirildi. Ken'an diyârına gidip insanları Allahü teâlânınemirlerine uymaya, yasaklarından kaçınmaya dâvet etti. En çok sevdiği oğlu Yûsufaleyhisselâmı kıskanan kardeşleri, onu kuyuya attılar. Kuyunun yanından geçen bir kervancıonu kuyudan çıkararak Mısır'a götürdü ve köle diye sattı. Diğer oğulları Yâkûb aleyhisselâmagelerek kardeşimiz Yûsuf'u kurt yedi dediler.Yâkûb aleyhisselâm oğlu Yûsuf'a olan hasretliğisebebiyle üzüntüsünden ağlayarak gözleri görmez oldu. Yûsuf aleyhisselâm Mısır'a mâliyenâzırı (bakanı) olduktan sonra, babası Yâkûb aleyhisselâm ve kardeşlerini Mısır'a getirterekbirlikte yaşadılar. Mısır'da oğullarıyla birlikte on seneden fazla yaşayan Yâkûb aleyhisselâmburada vefât etti. Oğulları cenâze namazını kıldılar. Vasiyyeti üzerine Kudüs yakınlarındakiHalîl-ür-rahmân'da bulunan babası İshâk aleyhisselâmın yanına defn edildi. (İbn-ül-Esîr,Nişâncızâde, Taberî)
YÛNUS ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Musul yakınındaki Nineve (Ninova) ahâlisine gönderilen peygamber. Babasının ismiMetâ'dır. Yûnus aleyhisselâm Âsûr Devleti'nin başşehri ve önemli bir ticâret merkezi olanNineve şehrinde doğdu.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Muhakkak Yûnus (bin Metâ aleyhisselâm) da peygamberlerdendir. (Sâffât sûresi: 139)Biz Yûnus'un (aleyhisselâm) duâsına icâbet edip, onu gamdan (gecenin, denizin vebalığın karnındaki karanlıktan) halâs eyledik (kurtardık) . Bunun gibi biz mü'minleri halâsederiz. (Enbiyâ sûresi: 88)Balığın karnındayken Yûnus'un (aleyhisselâm) yaptığı duâ "Lâ ilâhe illâ entesübhâneke innî küntü minez-zâlimîn" idi. Müslüman kişi bu duâyı her ne şey için okursa,Allahü teâlâ elbette kabûl eder. (Hadîs-i şerîf-Rûh-ul-Beyân)Yûnus aleyhisselâmın babası olan Metâ sâlih bir kimseydi. Allahü teâlâdan sâlih bir evlâdihsân etmesi için duâ etti. Allahü teâlâ ona Yûnus'u (aleyhisselâm) ihsân etti. Kavmi içindeemîn, yalan söylemeyen, yardımsever bir kişi olarak meşhûr oldu. Ot uz yaşına gelince, Nineveahâlisine peygamber olduğu bildirildi. Yûnus aleyhisselâm senelerce kavmini îmâna dâvet etti.Putlara, heykellere tapan Nineve ehli onu dinlemediler. Heykellere tapmaktan vazgeçmediler.Yûnus aleyhisselâm üzüldü. Dicle nehri kenarına geldi. Gemiye bindi. Hâlbuki Allahü teâlâböyle emir vermemişti. Gemi yürümedi. Kur'a çektiler. Yûnus aleyhisselâma isâbet etti. Suçlubenim buyurdu. Denize attılar. Balık yuttu. Tövbe etti. Balık bunu bir kenâra çıkardı. Ölümhâlinde idi. Tekrar kuvvet buldu. Yeniden Nineve'ye gitmesi emrolundu. Yûnus aleyhisselâmgelmeden önce hava kararmış, her yeri kara duman kaplamıştı. Kavmi korkup, tövbe etmiş,tövbeleri kabûl olup azâb geri alınmıştı. Yûnus aleyhisselâm gelince, onun sözlerini dinlediler.Kavmi mes'ûd ve iyilik üzere yıllarca yaşadı. Şarkta Midyalılar, Bâbil'de Keldânîler meydanageldi. Yûnus aleyhisselâm seksen üç yaşında iken, Nineve'de vefât etti. (Nişâbûrî, Nişancızâde,Taberî)