ALEYHİSSELÂM
HIZIR ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
İbrâhim aleyhisselâmdan sonra yaşamış bir peygamber veya velî.Hızır aleyhisselâm Zülkarneyn aleyhisselâmın askerinin kumandanı ve teyzesinin oğludur.Mûsâ aleyhisselâm ile görüşüp yolculuk etti. Muhammed aleyhisselâmın ümmetinden değildir.Fakat vefâtından sonra rûhu insan şeklinde gözüküp garîblere, kimsesizle re yardım etmektedir.Mûsâ aleyhisselâm ile karşılaşmaları ve birlikte yolculuk yapmaları Kur'ân-ı kerîmin Kehfsûresi 60-82. âyetlerinde bildirilmiştir. (Râzî, İbn-i Hacer, Süyûtî, İmâm-ı Rabbânî)Ebü'd-Derdâ radıyallahü anh bir gün Mekke-i mükerremede bir dağın üzerine çıktı. Oradahâlinden ve tavrından sâlihlerden olduğu anlaşılan birisini gördü. Yanına giderek "Bana nasîhatet" dedi. O da; "Nasîhat olarak ölüm sana kâfidir" dedi. Ebü'd-Derd â; "Daha fazla nasîhat et"deyince, o da; "Gam, tasa bakımından kabri düşünmek kâfidir" dedi. Bunun üzerineEbü'd-Derdâ, Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem huzûruna gelerek bu hâli haberverdi. Peygamber efendimiz; "O zât, kardeşim Hızır'dır" buyurdu. (Mevlânâ AbdurrahmânCâmi)Âlimlerin çoğu Hızır aleyhisselâmın öldüğünü bildirdi. Eğer hayatta olsaydı, Peygamberefendimize gelir, birlikte Cumâ namazı kılar, sohbetinde ve cihâdlarında bulunurdu.(Muhammed Ma'sûm-i Fârûkî)Abdülhâlık Goncdüvânî hazretlerine, lâ ilâhe illallah, zikrini Hızır aleyhisselâm öğretti.(Hüseyn Vâiz-i Kâşifî)Bir gün sabah vakti toplanmıştık. İlyas aleyhisselâm ile Hızır aleyhisselâm ruhânî şekillerdegeldiler. Hızır aleyhisselâm rûhânî olarak dedi ki; "Biz ruhlar âlemindeniz. Allahü teâlâ bizimruhlarımıza öyle bir kuvvet vermiştir ki, insan şeklini alırız. İnsanların yaptığı işleri bizimruhlarımız da yapar. İnsanların yaptığı gibi yürürüz, dururuz, ibâdet ederiz". (İmâm-ı Rabbânî)Her gördüğünü Hızır bil, her geceyi kadir bil. (Hakîm Süleymân Atâ)
HÛD ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde ismi geçen peygamberlerden.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Âd kavmine kardeşleri Hûd'u (peygamber olarak) gönderdik. Hûd (aleyhisselâm) onlara;"Ey kavmim! Allahü teâlâya ibâdet edin. İbâdet edilecek O'ndan başkası yoktur. HâlâO'nun azâbından korkmayacak mısınız?" dedi. (A'râf sûresi: 65)Hûd'u (aleyhisselâm) ve dinde ona tâbi olanları rahmetimizle kurtardık. Bizimâyetlerimizi yalanlayıp mü'min olmayanların ise silsile ve köklerini kestik. (A'râf sûresi:72)Hud aleyhisselâm Yemen'de bulunan Âd kavmine peygamber olarak gönderildi. Nuhaleyhisselâm'ın oğlu Sâm'ın neslindendir. Hûd aleyhisselâm, Yemen'de Aden ile Ummanarasında bulunan Ahkâf diyârında doğup yetişti. Çocukluğundan îtibâren Allahü teâlâya ib âdetetmekle meşgûl oldu. Ara sıra ticâretle de meşgûl olan Hûd aleyhisselâm, gâyet şefkatli ve çokcömert idi.Bolluk, bereket içinde ve gösterişli binâlar yaparak yaşayan Âd kavmi zamanla bozuldu.Bütün nîmetleri kendilerine veren Allahü teâlâyı unutan Âd kavmi putlara tapmaya başladılar.Kendilerine Hûd aleyhisselâm peygamber olarak gönderildi. Nûh aleyhiss elâmın bildirdiği dîninesaslarını onlara anlattı. Allahü teâlâya inanmalarını ve ibâdet etmelerini söyledi. Dâvetini kabûletmeyen Âd kavmi ona karşı çıktılar. Hûd aleyhisselâm onları Allahü teâlânın azâbı ilekorkuttu. Pek az kimse îmân etti. Hûd aleyhisselâm kavmini îmâna dâvet etmeye devâm etti.Kavmi ona hakâret ettiler, kendinden geçinceye kadar dövdüler. Hûd aleyhisselâm, kavmininıslâh olmayacağını anlayınca; "Yâ Rabbî!Sen her şeyi biliyorsun. Ben onlara peygamberliğimibildirdim. Ey Rabbim!Onlara, ders almalarına vesîle olacak bir musîbet ver" diye bedduâdabulundu. Hûd aleyhisselâmın duâsını kabûl buyuran Allahü teâlâ, Âd kavmine önce kuraklık,kıtlık musîbetini verdi. Üç sene müddetle hiç yağmur yağmadı. Akan pınarlar kuruyup ağa çlarmeyveler sararıp soldu. Hayvanlar susuzluktan telef oldu. Hûd aleyhisselâm yılmadan onlarıîmâna dâvete devâm etti ise de git-gide azgınlaştılar. Hûd aleyhisselâma daha çok eziyet ettiler.Hûd aleyhisselâm mûcizeler gösterdi fakat yine inanmadılar. Allahü teâlâ, Âd kavmi üzerineazâb yüklü bulutu göndererek, buluttan esen bir rüzgârla onları helâk etti. Âd kavmi üzerineçok şiddetli gelen bu rüzgâr, Hûd aleyhisselâm ve ona tâbi olanların yüzlerine gâyet serinleticive tatlı olarak esti. Hûd aleyhisselâm, Âd kavmi helâk olduktan sonra, kendine inananlarlabirlikte Mekke-i mükerremeye gitti. Kâbe-i muazzamanın bulunduğu yerde ibâdet ve tâatlameşgûl oldu ve orada vefât etti. Kabrinin Harem-i şerîf (Kâbe-i muazzamanın etrâfındakimescid)de Hicr denilen yerde bulunduğu rivâyet edilmektedir. (Taberî, Nişancızâde MehmedEfendi)
ÎSÂ ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Yeni bir din getiren peygamber olup,kendisine dört büyük kitaptan biri olan İncîl verildi (Bkz. İncîl). Annesinin adı Meryem'dir.Allahü teâlâ onu babasız yarattı.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:(Nûh ve İbrâhim aleyhimesselâmdan) sonra onların arkalarından Peygamberlerimizi ardarda gönderdik. Hepsinden sonra da Meryem oğlu Îsâ'yı (aleyhisselâm) onlara tâbi kıldık,peygamber olarak gönderdik. Ona İncîl'i verdik. Ona tâbi olan mü'minlerin kalblerindebirbirlerine şefkat ve merhamet ihsân ettik. (Hadîd sûresi: 27)Bir vakit Meryem oğlu Îsâ (aleyhisselâm) şöyle demişti: "Ey İsrâiloğulları! Ben sizeAllahü teâlânın peygamberiyim. Benden evvel Mûsâ'ya (aleyhisselâm) nâzil olan Tevrât'ıtasdîk edici ve benden sonra gelecek Ahmed (Muhammed aleyhisselâm) ismindekipeygamberin müjdecisiyim. (Sâf sûresi: 6)Vallâhi Meryem'in oğlu Îsâ (aleyhisselâm) âdil bir hakem olarak mutlaka (yeryüzüne)inecek ve mutlaka haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, genç-dişi develerbaşıboş bırakılacak, onlara rağbet edilmeyecek, bütün düşmanlıklar, küsüşmeler vehasedlikler muhakkak sûrette kalkacak. Îsâ aleyhisselâm insanları mala dâvet edecekfakat malı hiçbir kimse kabûl etmeyecek. (Hadîs-i şerîf-El-Cem'u Beyn-es-Sahîhayn)Îsâ bin Meryem, Muhammed'i dîni üzere tasdîk ettiği hâlde iner. Deccâli öldürür.Sonra kıyâmet kopar. (Hadîs-i şerîf-Ahmed bin Hanbel, Bezzâr, Taberânî)Îsâ aleyhisselâm, insan ve peygamber idi. Allahü teâlâ onu babasız yarattı. Kudüs'ün Beyt-iLahm kasabasında doğdu. Annesi, hazret-i Meryem'dir. Roma İmparatorunun Şam vâlisi,babasız doğduğu için onu ve annesini öldürmek istedi. Annesi onu alarak Mı sır'a götürdü.Hazret-i Îsâ on iki yaşına gelinceye kadar Mısır'da kaldılar. Sonra tekrar Kudüs'e gelerekNâsıra şehrine yerleştiler. Otuz yaşına girince, Allahü teâlâ tarafından İsrâiloğullarınapeygamber olarak gönderildi. Kendisine dört büyük kitabdan biri olan İncil verildi (Bkz. İncil).İnsanların Allahü teâlâya inanmalarını ve O'nun emirlerini yapıp yasaklarından sakınmalarını veisyânda bulunmamalarını istedi. İsrâiloğulları bu dâveti kabûl etmediler. Îsâ aleyhisselâm vargücü ile gayret göstermesine rağmen pek az kişi inandı. İsrâiloğulları ona inanmadıkları gibi,dâvetine karşı çıktılar ve günden güne hırçınlaştılar. Îsâ aleyhisselâmın yumuşaklığını görerekinanmadılar. Hattâ daha da ileri giderek hazret-i Îsâ'yı öldürmeye teşebbüs ettiler. Bununüzerine hazret-i Îsâ, kendisine îmân edenler arasından seçtiği havârî adı verilen on iki kişidenAllahü teâlâya îmân ve ibâdet edeceklerine ve kendisine yardımcı olacaklarına dâir söz aldı.İnanmayanlara mûcizeler gösterdi.Yahûdîlerden bir topluluk, Îsâ aleyhisselâm ve annesi hazret-i Meryem'e dil uzattılar. Îsâaleyhisselâm bunu duyunca onlar hakkında bedduâda bulundu. Allahü teâlâ bu duâyı kabûledip, hazret-i Îsâ'ya ve annesine dil uzatanları maymun ve domuza çevird i. Bu durumu görenyahûdîler, hâdiseyi aralarında görüştüler. Hepsi hazret-i Îsâyı öldürmek üzere anlaştılar.Hazret-i Îsâ'yı aramaya başladılar. Îsâ aleyhisselâmın havârîlerinden Yehûda (Judas) birkaçkuruş karşılığı Îsâ aleyhisselâmın yerini haber verdi. Îsâ aleyhisselâmı yakalamak içinyahûdîlerle berâber eve girince, Allahü teâlâ, Yehûda'yı Îsâ aleyhisselâma benzetti. Yahûdîlerde onu Îsâ aleyhisselâm diye yakaladılar ve haça (çarmıha) gererek öldürdüler. Allahü teâlâ, Îsâaleyhisselâmı göğe kaldırdı. Îsâ aleyhisselâm bu sırada otuz üç yaşındaydı. Îsâ aleyhisselâmgöğe kaldırıldıktan kırk sene sonra, Romalılar Kudüs'e hücum etti. Yahûdîlerin çoğunuöldürüp, bir kısmını esir ettiler. Şehri yağmaladılar.Kitaplarını yaktılar. Îsâ aleyhisse lâmayaptıklarının cezâsı olarak yahûdîler hakîr ve zelîl oldular.Hıristiyanlar Îsâ aleyhisselâmın haça gerilip orada öldüğüne, fakat sonra dirilip göğeçıktığına inanırlar. Müslümanlar ise, Îsâ aleyhisselâmın haça gerilmediğine, doğrudan göğekaldırıldığına inanırlar. Bu husus Kur'ân-ı kerîmde Nisâ sûresi 158. âye tinde meâlen şöylebildirildi: "Onu asmadılar, onu öldürmediler. Bilakis Allahü teâlâ onu katına yükseltti..."(Nişancızâde, Taberî, İbn-i Neccâr, Harputlu İshâk Efendi)Îsâ aleyhisselâm kıyâmet yaklaşınca, Şam'da Ümeyye Câmii minâresine inecek. Muhammedaleyhisselâmın şerîatine göre amel edecek. Evlenecek ve çocukları olacak. Hazret-i Mehdî ilebuluşacak, kırk sene yaşadıktan sonra Medîne'de vefât edecek. Hücre-i Se âdete yâniPeygamber efendimizin kabrinin bulunduğu odaya gömülecektir. (Yûsuf Nebhânî veİbniHacer)Îsâ aleyhisselâm, bu ümmetin imâmına uyup arkasında namaz kılacaktır. (MuhammedMa'sûm)
İBRÂHİM ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde ismi bildirilen peygamberlerden.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:(Ey Resûlüm!) Kitabda (Kur'ân-ı kerîmde) İbrâhim'in kıssasını anlat. Çünkü o sıddîk(doğruluğu tam) bir peygamber idi... (Meryem sûresi: 41)Biz (ergenlik çağına ulaşmadan) önce İbrâhim'e tevhîde ve putlara tapmaktansakınmaya yol bulabilecek rüştünü verdik. Biz onun buna lâyık olduğunu biliyorduk.(Enbiyâ sûresi: 51)Ben babam (dedem) İbrâhim'in duâsı, kardeşim Îsâ'nın müjdesi ve anneminrüyâsıyım. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed)Keldânîlerin memleketi olan Bâbil'in doğu tarafında ve Dicle ile Fırat nehirleri arasındakibölgede doğdu. Babası mü'min olan Târûh'tur. Âzer, amcası ve üvey babasıdır. Putlara veyıldızlara tapan Keldânî kavmine peygamber olarak gönderildi. Kendisin e on suhuf (forma)kitab verildi. Bu kavmin o devirdeki hükümdârı olan ve ilâhlık iddiâ eden Nemrûd'u da îmânadâvet etti. Nemrûd, İbrâhim aleyhisselâmın dâvetini kabûl etmediği gibi ona ve inananlara zulmve işkence yaptırdı. İbrâhim aleyhisselâmı önce habs ettirip, sonra ateşe attırdı. Allahü teâlâ,Halîl'i (dostu) olan İbrâhim aleyhisselâmı ateşte yakmadı. İbrâhim aleyhisselâmın ateşeatılmasını ibretle tâkib edenlerden bir kısmı îmâna geldi. İbrâhim aleyhisselâm, Nemrûd'u veKeldânîleri son bir defâ daha îmâna dâvet ettikten sonra, kendine inananlarla birlikte hicretetmek üzere Bâbil'den ayrıldı.İbrâhim aleyhisselâm, Allahü teâlânın emri ile Bâbil'den Harran'a (Urfa'nın güneyinde biryer) hicret etti. Bu yolculukta kardeşinin oğlu Lût aleyhisselâm ve zevcesi (hanımı) Sâre Hâtunda bulundular. Harran'da bir müddet kaldıktan sonra Şam'a, orada n da Mısır'a gitti. İbrâhimaleyhisselâm, hazret-i Sâre ve hazret-i Hâcer ile Mısır'dan ayrılıp, Filistin'e geldi. Evlâdıolmadığı için Allahü teâlâdan sâlih bir evlâd istedi ve adakta bulundu. Sâre'den çocuğuolmadığı için, onun tavsiyesi ile hazret-i Hâcer'le evlendi. Bu evlilikten İsmâil aleyhisselâmdünyâya geldi. Ardından, Sâre Hâtun'dan İshâk aleyhisselâm doğdu.İbrâhim aleyhisselâm Allahü teâlânın emriyle Hâcer Hâtunu ve İsmâil aleyhisselâmı yanınaalıp, Şam'dan ayrılarak, o sırada susuz ve ıssız bir yer olan Mekke'ye bıraktı. Kendisi Şam'adöndü. Gördüğü bir rüyâ üzerine oğlunu kurban etmek istedi. Tam kur ban etmek üzereykenAllahü teâlâ İbrâhim aleyhisselâma rüyâsına sadâkat (bağlılık) gösterdiğini bildirerek kurbanlıkbir koç ihsân etti. Beytullah'ı (Kâbe-i muazzamayı) oğlu İsmâil aleyhisselâm ile inşâ etti. EbûKubeys dağında bulunan ve Cennet yâkutlarından olan Hacer-ül-Esved adlı siyah taşı Cebrâilaleyhisselâmın bildirmesiyle alarak Kâbe-i muazzamanın duvarına yerleştirdi. Kâbe duvarınıörerken şimdi Makâm-ı İbrâhim denilen taşın üzerine bastı. Kâbe'yi yapıp bitirince, Allahüteâlânın emri ile oğlu İsmâil aleyhisselâm ve Mekke'de yerleşmiş olan Cürhümlülerle birliktehac ibâdetini yaptı ve Şam'a döndü. Şam'a döndükten sonra yüz yetmiş beş yaşında Kudüs'devefât etti. Kudüs civârındaki Habrun kasabasında bulunan bir mağaraya defnedildi. Bu kasaba,Allah'ın dostu anlamında Halîlürrahmân diye meşhûrdur. İbrâhim aleyhisselâmın dînine Hanîfdîni denilmektedir. İbrâhim aleyhisselâm, sevgili Peygamberimizden sonra insanların enüstünüdür. (İbn-ül-Esîr, Taberî, Nişancızâde, Ahmed Cevdet Paşa, Altıparmak)İbrâhim aleyhisselâm, Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizin ümmetindenolmayı temenni buyurmuştur. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)İbrâhim aleyhisselâm, Halîlullah'tır (Allah'ın dostudur). (İmâm-ı Rabbânî)
İDRÎS ALEYHİSSELÂM
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde adı geçen peygamberlerden.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:İsmâil, İdris ve Zülkifl hakkında anlattığımızı da hâtırla. Onların her biri sabredenlerdendi. (Enbiyâ sûresi: 85)Kitabda İdrîs'i de an. Çünkü o, çok sâdık bir peygamberdi. (Meryem sûresi: 56)Ben (Mîrâc gecesinde) dördüncü kat semâda (gökte) İdrîs (peygamber) ile karşılaştım.Cibrîl bana; "Bu gördüğün İdrîs'dir. Ona selâm ver" dedi. Ben de ona selâm verdim. O dabenim selâmıma cevap verdi. Sonra bana; "Merhabâ sâlih kardeş, sâlih peygamber" dedi.(Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)İdrîs aleyhisselâm, Bâbil'de veya Mısır'da doğup yaşadı. Şit aleyhisselâmın torunlarındandır.Babasının ismi Yerd'dir. Âdem aleyhisselâmın oğlu Kâbil'in evlâdından olan bir topluluğapeygamber olarak gönderildi. Kendisine otuz suhuf (forma) kitâb ver ildi. Cebrâil aleyhisselâmkendisine dört defâ gelerek Allahü teâlânın emir ve yasaklarını getirdi. İdrîs aleyhisselâm dabunları insanlara bildirip, emirlere uymaya, yasaklardan sakınmaya çağırdı. Yetmiş iki lisan ilekonuştu. Her kavmi kendi lisanıyla hak dîne dâvet etti. Allahü teâlâ ona mûcizeler ihsân etti.Mûcize olarak ağaçlarda ne kadar yaprak olduğunu bilirdi, havadaki bulutlara dağılmaları içinemir verirdi. Kavmine, kendisinden sonra gelecek peygamberleri haber verdi. Peygamberefendimiz Muhammed aleyhisselâmın vasıflarını anlattı. Kendisinden sonra gelecek olan Nûhtûfânını haber verdi. Bu kadar açık delîllere ve mûcizelere rağmen kendisine, pek az kimse itâatetti. Harb âletleri yapıp, kâfirlerle cihâd (savaş) yaptı. İnsanlara şehir kurma san'atını veidârecilik ilmini öğretti. 100 şehir kurdu. Ayrıca insanlara çeşitli ilimleri öğretti. Fen ilimleri,tıp, yıldızlarla ilgili ince ve derin mes'eleleri anlattı. Kalem ile yazı yazmayı, iğne ile elbise dikipgiymeyi öğretti. (Bunun için terzilerin pîri, üstâdı olarak anılır). İnsanlara hikmetli sözler ilepek çok nasîhatta bulundu. Yeryüzünün meskûn (yerleşilmiş) yerlerini dört bölgeye ayırarakher birine vekîl tâyin etti. Bir müddet sonra Aşûre gününde diri olarak göğe ka ldırıldı. Buhusus, Meryem sûresinin "Biz onu yüksek bir mekâna kaldırdık" meâlindeki elli yedinciâyet-i kerîmesinde bildirildi. Kalem ile ilk defâ yazı yazan ve iğne ile dikiş diken odur. (Taberî,Kisâî, İbn-ül-Esîr)