şüphe
ŞÜPHELİ
(Turkish - Turkish dictionary) :
s. 1. Olup olmayacağı bilinmeyen. 2. Kendisine güvenilmeyen (kimse). 3. İnanmayan, kuşkulu.
Akademi Sonrası Şüpheciliği.
(Philosophical Dictionary) :
bkz. Yeni Pironculuk.
Akademi Şüpheciliği.
(Philosophical Dictionary) :
Sokrates-Platon öğretisini sürdüren akademi okulunun güttüğü şüpheciliğe akademi şüpheciliği denir. Okulun, Platon'dan sonraki öğretmenleri Krates, Arkesilaos ve Karneades her sonucu şüpheyle karşıladıklari için kesin bilgiler öğretmemişler, sadece doğruyla yanlışı ayırt etme bilgisini öğretmekle yetinmişlerdir. Şüpheci akademi kendiliğinden hiç bir şey söylemez, sadece Sokrates'in yöntemine uyarak doğru düşünce yeteneğini geliştirmekle yetinir. Arkesilaos, Sokrates'in "Bir şey biliyorum, o da hiç bir şey bilmediğimdir" sözünü, "Hiç bir şey bilmediğimi de kesin olarak bilmiyorum" sözüyle değiştirerek şüpheciliğini belirtmektedir. Ne var ki akademi şüpheciliği sadece meatfizik alandadır, törebilim alanında kesin sonuçlara varır ve şüphelenmez. bkz. Akademi, Şüphecilik.
Duyumcu Şüphecilik.
(Philosophical Dictionary) :
( Os. İhsasiyyeci hisbaniyye, Fr. Scepticisme sensualiste). Duyumcu süphecilik, duyumlaramazın algıladığında da kuskulanmayı gerektirir. Şüpheci Pyrrhon (İ.Ö. 365-275) ve onnla birlikte kendisini de anlatan Knossos'lu Enesidemos asyanın algıladığımız biçimde var olduğundan kuskulanmak gerektiğini ileri sürürler. çünkü hepimiz aynı biçimde algılasaydık aynı düşünceleri edinrdik, oysa çeşitli düşüncelemiz var. Nedensellik (Os. İlliyet, Fr. Causalite) düşüncesi de saçmadır. Çünkü neden sonuçtan önce olamaz, sonuçla zamandaş olamaz, sonuçtan sonra olamaz. Zamandaşlık her ikisini aynılaştırır. Nedenin sonuçtan önce olması da, birinin varlığı öbürün yokluğunu gerektireceğinden, mümkün değildir. Neden, neden olduğu sürece sonuç ortada yoktur ve sonuç, sonuç olarak meydana çıkınca nedenle ilişiği kalmamış demektir. Güneş kızartır, karartır, eritir ve yakar. Demek ki aynı nedenin çeşitli nitelikleri olduğu da söylenemez. Çünkü bunlar güneşin netelkleri olsaydı her şeyi kızartması, her şeyi karartması, her şeyi eritmesi ve her şeyi yakması gerekirdi. Oysa böyle değil: Elmayı kızartıyor, deriyi karartıyor, buzu eritiyor ve yaprakları tutuşturuyor. Taprağı eritmediğine ve buzu kızartmadığına göre nedenselliği yaprakta ya da buzda aramak gerektiği ileri sürülebilir ki bu da sonucun, neden kadar, nedenselliği olabileceğini düşünmek demektir ve saçmadır. Olus Çelişiktir, öyleyse yoktur. Nedensellik olamayacağına göre olus da mümkün değildir. bkz. Duyumculuk, Şüphecilik, Bilgicilik, Pironculuk.
Sansüalist Şüphecilik.
(Philosophical Dictionary) :
bkz. Duyumcu Şüphecilik.